Otobüste Başladi 02

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

"Otuuuz."

Derin bir nefes aldın.

Ama bir darbe daha geldi. Neye uğradığını şaşırmıştın.

"Ama..." itiraz edecek oldun. Ağzını açmanla memelerinin üstüne inen kamçı sesini hemen kesti.

Yapman gerekeni öğrenmiştin.

"Otuz ikii."

Elli olduğunda durdum. Kıçın kıpkırmızı olmuştu.

"İşte şimdi seksi oldun orospu." derken cep telefonuyla kalçalarının fotoğrafını çektim. Yanına gelip kıçının o halini sana gösterdim.

"Nasıl, beğendin mi?"

"Evet efendim."

"Ne diyeceksin o zaman?"

"Teşekkür ederim efendim."

"Ne için teşekkür ediyorsun?"

"Beni kırbaçladığınız için teşekkür ederim efendim."

Suratına bir tokat atıp "Sen kimsin lan orospu?" diye bağırdım.

Anlamsız gözlerle suratıma bakıp "Ca..." diyecek oldun.

Suratına tokatlar atarken "Gerizekalı sürtük! Sen kendini ne sanıyorsun ha? Hala o ukala Canan orospusu olduğunu mu sanıyorsun ha? Unuttun mu artık kişiliğini bana teslim ettin sen! Söyle şimdi kimsin sen?"

Korkarak suratıma bakarken istediğim cevabı anladın.

"Hiç kimseyim."

"Güzeeell. Nesin o zaman?"

"Sizin değersiz orospunuzum."

"Aferin aferin. O zaman tekrar teşekkür et."

"Bu değersiz orospunuzu kırbaçladığınız için teşekkür ederim efendim."

Sırıtarak memelerini sıktıktan sonra "Bir gün hatırlat da memelerine halka taktıralım, çekmesi kolay olsun."

Gözlerinde muazzam bir korkuyla ciddiyetimi ölçmeye çalışıyordun.

Bunu gerçekten yaparsam canının ne kadar acıyacağını düşünürken, ellerini çözüp seni masaya oturttum. Sonra da karşındaki kanepeye oturdum.

"Söyle bakayım bugün iş arkadaşlarından süpriz ziyaretimi fark eden oldu mu?"

Kızararak "Evet efendim." dedin.

"Kim?"

"Genç bir ofisboy efendim."

"Kimseye söyledi mi?"

"Hayır efendim."

"Demek ki seni sikecek. Hoşuna gider miydi o çocuğun zorla deliklerini sikmesi, sana döllerini içirmesi?"

Kıpkırmızı olmuştun artık. Nefes nefese "Evet efendim."

"Anlat o zaman. Seni nasıl sikeceğini anlat."

İlk başta şaşırsan da bu isteğime gözlerini kapatıp anlatmaya başladın.

"Önümdeki işlere daldığım için herkes çıktıktan sonra da ofiste kalıyorum. Saati farkedip çıkmak için kapıya yöneldiğimde çocukla karşılaşıyorum. Geçmek istiyorum. Suratıma bir tokat atıp saçlarımdan tutarak masaya domaltıyor beni büyük bir öfkeyle. Eteğimi yukarı kaldırıp külodumu yırtarak çıkarıyor. Aniden içime girip pompalamaya başlıyor. Siki çok büyük değil, ama vahşiliği canımı acıtıyor. Benim gibi bir kadını, üstelik de patronunu zorla sikiyor olmak onu çok heyecanlandırmış olmalı ki çabucak boşalıyor. Umursamazca fışkırttığı dölleri amımı dolduruyor. Kendim boşalamadığım için canım sıkılıyor.

İçimden çıkıp beni önünde diz çöktürüyor. Ben ne olduğunu anlayana kadar ağzımı sikmeye başlıyor. Her darbede siki biraz daha büyüyor. Ağzımın içindeki sikin giderek büyümesi hoşuma gidiyor. Bir süre sonra sikini ağzımdan çıkarıp beni tekrar masaya domaltıyor. Sikinin başını götümde hissedince itiraz ediyor, elinden kurtulmaya çalışıyorum. Tek eliyle kolumu kıvırıp öbürüyle de kafamı masaya vurmaya başlıyor. Durduğunda ağzımdan ve burnumdan kan geldiğini anlıyorum. Ben bunun hoşuma gittiğini farkederken, o götümü sikmeye, daha doğrusu parçalamaya başlıyor. Ben çığlık attıkça o hızlanıyor. Götümü bağırta bağırta bir süre siktikten sonra böğürerek döllerini bırakıyor içime.

Kendine gelince götümden çıkıp beni tekrar önünde diz çöktürüyor. Şimdi napacak diye düşünürken üstüme işemeye başlıyor. Üstüm başım, her yerim idrarıyla ıslanıyor. İşini bitirdiğinde ise tek kelime etmeden arkasını dönüp çıkıyor.

Sanki ben insan değilmişim gibi."

Hikayeyi zorlukla bitirebilmiştin. Benim sesimle kendine geldin.

"Boşalmak mı istiyorsun orospu?"

"Evet efendim." dedin kısık bir sesle.

"İzin veriyorum, oyna amınla."

"Teşekkür ederim efendim." derken bacaklarını açıp bir elini amının içine diğerini de klitorisine yerleştirdin. Çok geçmeden inlemelerin salonu doldurmuştu.

Çığlıklarla, sarsılarak boşalmana rağmen durmadın. Ellerin çalışmaya devam ediyordu. İkinci kez boşalmak üzereyken "Yeter" diye bağırdım.

Sesimle kendine gelip ellerini hızla çektin. Boşalmana izin vermeyecektim.

Ayağa kalkıp pantolonumdan çıkardığım sikimi sıvazlamaya başladım. Çok geçmeden döllerim halıda desenler oluşturmuştu bile. "Yala onları" dedim.

Dilinle halıyı temizlemen bittiğinde boynundaki tasmaya bir zincir takıp seni kaldırdım. Kapıdan çıkarken üstüne bir şey giymene izin vermem için yalvaran gözlerle bakıyordun.

"Korkma arabayı kapalı garaja koydum. Fazla kişi görmez seni."

Bunu duyunca bir taraftan rahatlarken, diğer taraftan rahatlığıma şaşırdın. Sanki kendi evimmiş gibi kapalı otoparka koymuştum arabamı.

Doğru ya, bu artık senden çok benim evim sayılırdı.

Şansına kimseye rastlamadan arabaya bindik. Yolda giderken dışarıdan kimse seni görmesin diye koltukta kaykılarak oturuyordun. Ama çabaların sonuç vermedi.

Kırmızı ışıkta dururken yanımızdaki kamyoncu yukarıdan seni gördü. Yiyecek gibi bakıyordu sana. Senin de hoşuna gitmişti bu durum.

"Kendinle oyna" diye emir verdim sana. Adam seni izlerken sen kontrolü kaybetmişcesine amınla oynuyordun. O da tek elini aşağı indirmiş sikini sıvazlıyordu. Gelmek üzere olduğunu anladığımda "Boşalabilirsin" diye izin verdim sana. Sen boşalırken adam da cama doğru döllerini attırdı.

Yeşil ışık çoktan yanmıştı. Adam kendini toparlayamadan gazı kökleyip yola koyuldum.

Müşterilerin seni beklediği yere gelmiştik. Malikane gibi devasa bir evdi. Arabadan çıkınca seni tasmandan çekerek kapıya götürdüm. Kapıya geldiğimizde "Heyecanlı mısın?" diye sordum.

"Evet" dedin. Heyecanın her halinden anlaşılıyordu.

Suratına sert bir tokat attım. "Nasıl konuşman gerektiğini bile öğrenemedin ne aptal karısın sen. Bi de akıllı geçinirsin."

Boynunu eğip "Özür dilerim efendim" dedin uysalca.

"Neyse, burada geçirdiğin geceden sonra nasılsa epey bir şey öğreneceksin köle olmakla ilgili."

Sen merak ve tedirginlikle lafımın anlamını, başına neler geleceğini düşünürken kapıyı çaldım. Çok geçmeden bir uşak bize kapıyı açtı. İçeri girerken tasmanın zincirini ona verdim.

Adam sertçe "Dört ayak üstüne!" dediğinde kısa bir tereddüt yaşadın. Daha sonra kimseyi kızdırmamak için kendini ellerinin ve ayaklarının üzerine bıraktın. Uşak önde bize yolu gösterirken yerde emekleyerek onu takip ediyordun.

En sonunda bir ev genişliğinde bir salona girdik. Benim de senin de hayatlarımızda daha önce hiç görmediğimiz bir manzara vardı karşımızda. Farklı yerlerdeki dört ayrı koltukta dört ayrı adam oturuyordu. Hepsinin de önünde senin gibi boyunlarında tasmalar olan gencecik birer kız vardı. Adamlar keyifle içkilerini yudumlarken, onların siklerini yalıyorlardı.

Bu manzaraya alışıp odayı incelemeye başladığımda odanın duvarlarına çeşitli aralıklarla dizilmiş kızlar gördüm. Hepsi de çıplaktı. Bir kısmı öylece dururken, bir kısmı yere kapanmış deliklerini odanın konuklarına gösteriyorlardı.

Sanki bir duvar süsü, mobilya gibi duruyorlardı.

BEN

Adamlar biz içeri girince kafalarını çevirmiş bana bakıyorlardı. Ama istiflerini hiç bozmamışlardı. Birisi sana "bizim işimiz bitene kadar istediğini yapabilirsin" dedi, "dilersen git birşeyler ye, iç, dilersen istediğin kızla istediğini yap. Ama bu sürtük sadece bize ait bütün gece"...

Başını salladın ve kızlardan en körpe gözükeni saçından tutup bir köpek gibi çekmeye başladın peşinden. Ben hala dört ayağım üzerinde, uşağın elindeki tasmaya bağlı bekliyordum neler olacağını. Birisi eliyle yanına gitmemi işaret etti. Uşak tasmamı bıraktı. Ona doğru emeklemeye başladım. Önünde durdum. Bir köpek gibi yüzüne bakıyordum. "Fimindekinden daha güzel gözüküyorsun, bakalım bize dayanabilecek misin?" dedi gülerek, "hoş dayanamazsan da farketmez ya..."

Ayaklarını kaldırdı, bir sehpaymışım gibi sırtıma koydu. Önündeki kız hiç ara vermemiş, adamın sikini emmeye devam ediyordu. O ana kadar şaşkınlıktan aklıma gelmemişti. Adamın sikine kaydı gözüm. Çok uzun değildi, ama şimdiye kadar gördüğüm en kalın sikti. Kalçama bir şaplak indi. Elindeki lastik bir jopla vuruyordu. "Sana bakabilirsin dedim mi ulan orospu" dedi. "Özür dilerim efendim" diye bağırdım acıyla. Birkaç kez daha vurdu ve durdu. Çığlıklarım odayı doldurmuştu. Gerçekten de hiç acıması yoktu. Var gücüyle vurmuştu. Kalçam yanıyordu acıdan. Bunun sacede başlangıç olduğunu hissediyor, gerçekten dayanabilecek miyim diye merak ediyordum. Bir süre sonra sıkıldı belki, bir tekme atarak itti beni. Yere yuvarlandım. Bir diğeri kalktı, yanıma geldi. Saçımdan tutup çekerek kaldırdı. Odanın ortasına getirdi. Yukarıdan sarkan iki ayrı ipi ayrı ayrı ayak bileklerime bağladı. Uşağa bir işaret verdi. Uşağın duvardaki bir manivelayı döndürmesiyle ipler yukarı doğru gerilmeye başladı. Dengemi kaybettim. Ayaklarım yukarı çıkarken yere düştüm. Başımı sertçe yere vurdum, gözlerim karardı. Kısa sürede kendime geldim. Ayaklarımdan tavana asılmış sallanıyordum. Adam elinde filmlerde gördüğümüz gerçek bir kamçı ile duruyor, bana bakıyordu. Aniden kamçı sırtımda şakladı. Acıyla bağırdım. "Her vurduğumda teşekkür edeceksin pislik, anladın mı" dedi. "Evet efendim" diye yanıtladım gözlerimden yaşlar süzülürken. Kamçı bir daha şakladı sırtımda. "Teşekkür ederim efendim" diye bağırdım acıyla.

Bir daha, bir daha, bir daha...

Arka arkaya vuruyordu. Diğerleri keyifle bizi izliyorlardı.

Benimle ilk konuşan, ki muhtemelen elebaşları oydu, "artık aşağı geçelim mi?" dedi. Onayladılar. Kalkıp bir kapıdan girdiler. Uşak manivelayı yeniden çalıştırdı. Beni indirdi, çözdü. Sırtım korkunç acıyordu. Tasmamı tutup çekmeye başladı. Aynı kapıdan girdik. Aşağı doğru giden merdivenler vardı. Dört ayak üstünde çok zor iniyordum. Aşağı vardığımızda çok büyük, mahzen gibi bir yer olduğunu gördüm. Her yerde asılı, sarkan muhtelif ipler, kayışlar, halkalar vardı. Değişik noktalarda masa gibi, sehpa gibi birçok garip eşya vardı. Uşak beni bunlardan birinin yanına getirdi. Masaya sırtüstü yatmamı emretti. Dediğini yaptım. Ayaklarımı kaldırıp iyice iki yana gerdi. Havaya kalkık kolların ucundaki kelepçelere ayak bileklerimi geçirip kilitledi. Ellerim de iki yandaki kelepçelere iyice gerilerek kilitlendi. Bir kelepçe de boynuma geçti. Artık tümüyle savunmasız, kıpırdayamaz halde, her yerim açık onların insafına (eğer varsa) kalmış halde yatıyordum. Etrafımı sardılar. Hepsinin siklerini görebiliyordum artık. İlk adamınkini zaten görmüştüm. Bir diğerininki de hemen hemen onunki kadar kalındı. Üçüncüsününki oldukça uzun, sonuncusununki ise normal boyutlardaydı.

İlk o davrandı be sikini yüzümün hizasına yaklaştırdı. Dudaklarımı araladım ve sikini ağzıma soktu. Birisi de amımla oynamaya başlamıştı. Hangisi olduğunu göremiyordum. Ağzımdaki adam yüzüme yükleniyordu iyice.

Amımda bir sikin başını hissettim. Normal sikli olan ağzımda olduğuna göre ya kalın siklerden biri ya da uzun sikli olan girecekti. Her iki ihtimal de ürkütücüydü, ama öyle ya da böyle hepsi girecekti zaten. Yine de refleks olarak kasıldım. Mememe sert bir tokat geldi. Bağıracaktım ama azğım dlu olduğundan sadece bir inleme çıktı. "Kas kendini istediğin kadar pislik" dedi amımdaki adam, "yine de yiyeceksin bunu orospu"... Yükleniyordu. Sikinin başı girdiğinde kalın siklilerden birisi olduğunu anladım, çünkü çok canım yanmıştı. Adamın hiç merhameti yoktu. Muhtemelen diğerlerinin de... Zorlaya zorlaya giriyordu içime. Bacaklarım iki yana iyice açık olduğundan kasıklarını amıma yapıştıracak kadar soktu sikini. Daha önce elini soktuğun zamanki kadar yanıyordu canım. Adamın siki tümüyle içime girdiği anda meme ucumda büyük bir acı hissettim. Birisi meme ucumu ısırıyordu. Hem de neredeyse kopartmak istercesine sert... Yaşadığım en büyük acılardan birisiydi. Çırpınmaya uğraşıyordum, ama hem el ve ayaklarımdan bağlıydım, hem de ağzımda ve amımda beni tümüyle kıstıran iki erkek vardı. Can acısı mı, çaresizlik mi bilmiyorum ama inanılmaz zevk alıyordum bir taraftan da. Amımdaki adam hızlı ve sert bir şekilde sikiyordu beni artık. Sikini çıkartacak kadar çekiyor, sonra sert bir şekilde, tek hamlede tümünü içime sokuyordu. Canım yanıyor, iki deliğimden hunharca alınıyor olmaktan ise zevk alıyordum. Ağzımdaki adam sikini çıkartmadan boşalmaya başladı. Dölleri boğazımdan akarken, aynı anda ben de gelmeye başladım. Adamlar gülmeye başladılar. Amımı siken adam bir taraftan yüzüme tokatlar atmaya başladı. Hem içimde gidip geliyor hem de çok sert tokatlıyordu. Sonunda ellerini boğazıma dolayıp sıkmaya başladı. Ben nefessiz çırpınırken içime boşaldı, boğazımı bıraktı. Diğer kalın sikli adam sikini ağzıma verdi hemen. Uzun sikli olan ise bacaklarımın arasına geçti. Bacaklarım iki yana ayrık ve havada olduğu için tümüyle açık götüme sokmaya başladı sikini. Girdikçe giriyordu. Bir noktada sanki duraklar gibi oldu. Ardından var gücüyle yüklendi. Sanki içim yırtılmıştı. Adamın siki neredeyse midemdeydi. Bu gecenin sonunda hastanelik olacağım kesindi. Panikledim, ama hiç bir kurtuluşum yoktu. İstiyor muydum? Ondan da emin değildim. Vahşice biri ağzımı, diğeri götümü siktiler bir süre. Ardından boşaldılar. Diğer kızlara dönüp "temizleyin şunu" dediler sadece. Kızların birisi bacak arama geçti. Amımı, götümü yalamaya başladı. Dilini sokabildiği kadar sokuyor, adamların içime bıraktıkları dölleri yalıyordu. Ardından uşak elinde bir hortumla geldi. Hortumu önce amıma soktu. Suyu açmasıyla çığlık atmam bir oldu. İnanılmaz rahatsız edici bir şeydi. İçime dolan suyla beraber adamların dölleri dışarı akıyordu. Bir süre sonra aynı işi götümde yaptı. Ardından ellerimi, ayaklarımı çözdü. Her yerim ağrıyor, acıyordu. Adamlara dönüp "teşekkür ederim efendilerim" dedim. Başımı öne eğip beklemeye başladım.

Odadaki sehpalardan birisine uzandı kalın siklilerden birisi. "Çık" dedi. Üstüne çıkıyordum ki, "arkan dönük olsun" dedi. Sırtım ona dönük üstüne çıktım. Çömeldim, sikini amıma dayadı. Bir diğeri omuzlarımdan bastırarak hızla oturttu üstüne. O koca siklerden birisi içimdeydi yeniden. Ama amım biraz genişlemişti herhalde. İlk seferindeki kadar canım yanmamıştı. Hafif bir sızı vardı sadece. Üstünde oturup kalkmaya başladım. Uzun sikli olan önüme dolandı. Sikini eliyle amıma hizaladı. İnanamıyordum. İçinde koca bir yarak olan amımı zorluyordu. Biraz uğraşarak başını soktu. Gözlerimde şimşekler çakıyordu artık. Zorlaya zorlaya girmeye başladı. Amım yırtılacak gibi acıyordu. Adam yüklene yüklene sokabildiği kadarını sokmuştu içime. Şimdi ikisi birlikte hareket ediyorlardı. Üçüncü bir adam yanımıza geldi. Elinde bir kutu vardı. Kutuyu masaya koydu, içinden metal bir mandal çıkardı. Meme ucumu çekerek uzattı ve mandalı taktı. Senin taktığından daha sert bir yayı vardı. Gerçekten de kötü sıkıyordu meme ucumu. Ardından başka mandalları mememin yuvarlak kısımlarına takmaya başladı. Sonra da diğerine... İşi bitince ön tarafa geçti. İçimdeki adamlar hareketi kestiler. Adam amımın dudaklarını parmaklarıyla çekerek uzatıp onlara da mandallardan takıyordu. Amımda ve memelerimdeki acı inanılmazdı. Sadece inliyor, bazen kesik kesik çığlık atıyordum. Mandallar bitince içimdekiler yeniden hareketlendiler. İçime girip kasıkları vücuduma yapıştığında mandalları zorluyorlar, bu da daha fazla acı çektiriyordu. Bayılacak gibiydim artık. Birisi masanın üzerine çıkıp sikini ağzıma verdi. Gözlerim kaymıştı iyice. Nefesim de kesilmişti şimdi. Uzun bir süre o halde siktiler beni. Ardından sırayla yüzüme boşaldılar.

Nefes nefese, yarı baygın kalmıştım masada.

Birisinin işaretiyle birlikte iki kız yanıma geldi. Beni kaldırıp odanın ortasına getirdiler. Yukarıdan sarkan bir ipi bileklerime bağladılar. İyice gerdiler. Ayak parmaklarımın ucundaydım şimdi. Amımda ve memelerimdeki acıya şimdi bileklerim de eklenmişti. Adamlar hiç mola vermiyorlardı sadistliklerine. Şimdi dördü de etrafımdaydılar. Birisinde kamçı, diğerinde lastik, hortuma benzer bir jop, birisinde ucunda bir sürü püskülü olan kısa bir kamçı, diğerinde de senin beni evimde zorladığın, ucundan elektrik veren cihazdan vardı. Bazen sırayla, bazen aynı anda vurmaya başladılar. Bedenimin her damlasında ayrı bir acı vardı artık. Çığlıklarım odayı inletiyordu. Ağzım kurumuş, dilim yapışıyordu. Dakikalarca devam etti bu işkence. Gözlerim karardı, kendimden geçtim.

SEN

Uşak gelip beni bodruma çağırdığında yanıma aldığım kızı masaya sadece başı ve omuzları yerde olacak şekilde bağlamış, götünden sikmeye hazırlanıyordum. Onu öylece masada bırakıp aşağıya indim.

- Seninki bayıldı. Yine de tahminimizden iyi çıktı, doğuştan orospuymuş bu karı.

Elinde elektrikli alet olan yaklaşıp ucunu götünün içine soktu. Elektrik akımı götünün derinliklerini kavurduğunda bağırarak uyandın. Hepsi gülüyordu. Bense adamların sadistliği ve zekası karşısında büyülenmiş, kıpırdamadan olanları izliyordum. Götünden çıkardığı şeyi ağzına sokup sana yalatırken bir daha çalıştırdı. Çığlık bile atamamıştın, ama çektiğin acı ortadaydı.

Hepsinin başı gibi olan, kızlardan birine işaret etti. Önünde diz çökmüş nazikçe amındaki mandalları çıkarıyordu. Bu gecenin başından beri sana bir insan gibi davranıldığı ilk andı bu. Şaşırmıştın. Yüzünde bir rahatlama ve minnet ifadesi vardı. Ama bu ifade kız amını yalamaya başladığında şaşkınlık ve ne yapacağını bilememeye dönüştü. Muhtemelen sana yapılanlardan o kadar tahrik olmuştun ki kısa süre sonra, düşünmeyi bırakıp inlemeye başladın.

Emri veren adam arkana dolanmış sakin bir ses tonuyla kulağının dibinde konuşuyordu. O kadar yumuşaktı ki sesi, sanki bütün gece sana hayal bile edemeyeceğin acılar çektiren -daha da çektirecek olan- adam o değil gibiydi.

"Hoşuna gidiyor mu orospu?"

"Evet efendim."

"Sen lezbiyen misin yoksa?"

"Hayır efendim."

"Bir kadının başka bir kadın tarafından yalanmaktan hoşlanması için lezbiyen olması gerekmez mi? Söyle!"

"Sanırım... bilmiyorum efendim."

Kafanın karıştığı yüz ifadenden anlaşılıyordu. Adamlar sadece senin vücudunu değil beynini de sikiyorlardı. Hem de benim hiç aklıma gelmeyecek biçimlerde. Hayran olmuştum.

"Bir kadının diliyle boşalabilmek için aşağılık bir eşcinsel olman lazım. Boşalacaksın değil mi?"

"Evet efendim."

"Söyle o zaman nesin sen?"

"Adi bir lezbiyenim! Aşağılık bir seviciyim!"

Bunları derken bağırarak boşalıyordun.

Aşağıdaki işini bitiren kız senin am sularınla parıldayan çenesiyle yukarı çıktı. Memelerindeki mandalları da çıkarıp onları sanki sevgilisiymişsin gibi emip yalamaya başladı. Uzun zaman sonra ilk kez biri seni yalnızca sikmeyip, seninle sevişiyordu. Üstelik bu bir kadındı. Kafan gerçekten karışmış durumdaydı. Adama söylediklerinin içindeki gerçeklik payını çıkarmaya çalışıyordun.

Sen yeni bir kimlik krizi yaşadığın sırada kız aniden dudaklarına yapıştı. İlk başta çırpınmana rağmen zamanla sakinleştin ve karşılık vermeye başladın. Muhtemelen hayatındaki en ateşli öpücüklerden birisiydi bu.

Uzunca bir süre öpüştükten sonra ellerini çözdü kız. Dizlerinin üstünde beklerken yanına çömelip "Susadın mı canım?" dedi. Sen kafanı salladığında ayağa kalkıp ağzına doğru işemeye başladı. Bu gece buradaki her erkeğin üzerine işemesine, sana sidiğini içirmesine hazırlıklıydın. Ama bir kadın, üstelik senin gibi bir köle...

Aşağılanmaya boyun eğip kana kana kızın idrarını içmeye başladın. Bir damla bile ziyan etmeden. Susadığın için değil, istediğin için içtiğin her halinden belliydi.

Kız işini bitirince masaya sırtüstü yatıp bacaklarını iki yana ayırdı. Neyi beklediği belliydi. Ama sen tereddüt ediyordun. Adam yanına gelip "Arkadaşına teşekkür etmeyecek misin? Bak seni bekliyor" dedi. Bunun üzerine yerde emekleyerek kızın yanına gittin. Ama hala ne yapacağına karar verememiştin. Adam hepimizi şaşırtan bir şefkatle başını okşayıp "Senin gibi bir orospunun daha önce hiç başka bir am yalamadığını söyleme bana" dedi. Davranışlarındaki nezaketle sana hitap ederkenki kabalığının yarattığı tezat seni allak bullak etmişti.

"Hayır efendim, daha önce hiç..."

"Senin için açılmış, seni bekleyen bir am. Nasıl sulandığını görmüyor musun? O şişmiş dudakları aralayarak dilini yavaşça içeri sokup, sıcaklığını hissetmek istemez misin?"